12 Ocak 2012 Perşembe


günün birinde bir çiçekle su karşılaşır ve arkadaş olurlar. ilk önceleri güzel bir arkadaşlık olarak devam eder birliktelikleri, tabi zaman lazımdır birbirlerini tanımak için. gel zaman git zaman çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz artık ve anlar ki suya aşık olmuştur.
ilk kez aşık olan çiçek, etrafa kokular saçar "sırf senin hatırın için ey su" diye... öyle zaman gelir ki, artık su da çiçeğe karşı bişeyler hissetmeye başlamıştır. zanneder ki; çiçeğe aşıktır ama su da ilk defa aşık oluyordur.
günler ve aylar bibibrlerini kovalarlar ve çiçek acaba su beni seviyor mu diye düşünmeye başlar.. çünkü su pek ilgilenmez çiçekle.. halbuki çiçek, alışkın değildir böyle bir sevgiye ve dayanamaz.
çiçek suya "seni seviyorum" der. su "ben de seviyorum" der. aradan zaman geçer ve çiçek yine "seni seviyorum" der. su yine "ben de" der. çiçek sabırlıdır, bekler, bekler, bekler...
artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz etrafa ve son kez suya "seni seviyorum" der. su da ona "söyledim ya ben de seni seviyorum" der ve gün gelir çiçek yataklara düşer. hastalanmıştır çiçek artık. rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin. yataklardadır artık çiçek. su da başında bekler çiçeğin, yardımcı olmak için sevdiğine...
bellidir ki artık çiçek ölecektir ve son kez zorlukla başını döndürerek çiçek, suya der ki; "seni ben gerçekten seviyorum". çok hüzünlenir su... bu durum karşısında son çare olarak bir doktor çağırır nedir sorun diye? doktor gelir ve muayene eder çiçeği. sonra şöyle der doktor: "hastanın durumu ümitsiz, artık elimizden bişey gelmez". su merak eder sevgilisinin ölümüne neden olan hastalık nedir diye? doktor şöyle bir bakar suya ve der ki; "çiçeğin bir hastalığı yok dostum, bu çiçek sadece susuz kalmış ve ölümü onun için" der.
ve anlamıştır artık su, sevgiliye sadece "seni seviyorum" demek yetmemektedir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder