28 Aralık 2011 Çarşamba


soğuk bir geceydi. kendimle başbaşaydım. yıldızları işliyordum. yıllar öncesinden bir yıldız seçmiştim gökyüzünde. benim için gecenin en gizemli, en güzel noktasıydı o. yalnızdı. bir köşeye atılmış gibi durmanın ne demek olduğunu bilirdim. sanırım o da biliyordu. sevecen bir kadın gibiydi. onunla konuşmayı biliyordum. onunla konuşmayı seviyordum. yapayalnız olsa da güneşin ışığını taşıyordu ve kimsenin umrunda olmasa da cömertce dağıtıyordu etrafına. birbirimize benziyorduk yani... eski bir dostumun cümleleri çınlardı kulağımda, yıldızla her konuşmamızda... "hiç istemediğin anlarda, yalnızlığına yalnızlık katıldığında, aklın yeni sorularına eski yanıtlar verirken, sakın vazgeçme, içinde taşıdığın taze ve sonsuzmuş gibi hissettiğin umutlarından. hiç beklemediğin anda hayallerin gerçek oluverir. ve hiç beklemediğin bir anda sen yeniden sen oluverirsin"... o soğuk gecede yıldızım ve ben, gecenin derinliğinde beraberdik. birden ürperdim. rüzgarla gelen sendin... küçük ellerinle kapıyı çaldın yavaşça... hemen içeriye aldım seni. üşümüştün, susamıştın. soğuktan titreyen dudakların açılıp kapandıkça içim gidiyordu. büyülenmiştim...seni anlıyordum.. aynadaki yansımam gibiydin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder