27 Aralık 2011 Salı


tek kaygım, sıradanlığın içinde yitip kaybolmak. öyle birşeyler yapmalıyım ki hergün yaşadığımı hissetmeliyim. bunun için de, hergün değişik birşeyler yapabilmeliyim. ama nedir bu? nedir bir insanın hissederek yaşaması. bunca insan nasıl yaşıyor? bu insan selinin içinde kimbilir kaç tanesi mutlu? kaç kişi severek yürüyor bu yolları? yoksa merdivenleri hızlı hızlı yürüyenler mi?
ya ben? ya ben neden böyle ağır ağır çıkıyorum bu basamakları? koşmalı... bir an evvel son basamağa ulaşmalıyım..ya sonra? sonra nereye gideceğim ki? koşarak gidecek bir yerim var mı? nereye gidebilirim ki? ben nereye gidebilirim?
insanın gideceği en son yer neresidir? bir sonu var mıdır bu merdivenlerin? ağır adımlarla yürünen yokuşlu merdiven bitiyor. insanların herbiri bir tarafa dağılıyor. son basamakta yorgunluk çıkarırcasına oturuyorum. gelip geçenlerin gözleri üzerimde. gözleriyle beni sorguya çekiyorlar. gördükleriyle yargılayıp karar veriyorlar. eminim bundan. aldırmıyorum o bakışlara. o bakışlarda kendimi sorguya çekmiyorum. o bakışlar için kendime çeki düzen vermek istemiyorum.
son basmakatayım. ve en son nereye kadar gidebileceğimi düşünüyorum. bunu, bugüne kadar hiç düşünmemiştim. kendimi hiç anlatmadım doğrusu bugüne kadar kendime. düşlerimi bile anlatamadım biliyor musun?
hergün birşeylerin peşinden koştum ama, günün akşamıonda, günü sorguya çekemedim. düşlerim havada asılı kaldı. belki de korktum sorular sormaktan kendime. ya senin düşlerin? sen düşlerine ulaşabildin mi? bitmeyen özlemlerin var mı içinde? huzuru dolu dolu yaşayabiliyor musun içinde? unutuldu sanılan, beklenmedik bir anda külleri dağılan, ateşe kesiliveren anıların var mı?
içinde gizli gizli büyüdüğünü fark ettiğin düşlerin var mı? yaşadığını tekrar yaşamak ister misin? uzun zaman hatırlamadığın, bittiğini sandığın geçmiş anılarını hatırladığında, unutmanın mümkün olmadığını kabul edip, meğer ki bütün yaptıklarının, yapacaklarının seni özlemlerine koşturan bir güç olduğuna inandın mı?
hayallerin, bitmeyen özlemlerin insanı zorluklar karşısında nasıl da kamçıladığını, binbir güçlüğü yenecek gücü verdiğini yaşadın mı hiç? bitmeyen özlemlerin var mı senin? düşlerinin güzelliğinde, gözlerini kapadığında olmasını istediğin dünyayı görebiliyor musun? kapalı gözlerinin içinde gülümserkenkendi yarattığın dünyanda, gözkapaklarını aralamaktan korkuyor musun? biliyorsun değil mi? o zaman yok olacak yarattığın tüm güzel şeyler!
düşlerinin sıcaklığında, güncel yaşamın içine düşmek mutsuzluk yaratıyor mu?
yoksa, hiç düşünmemek daha mı iyi, hiçbir zaman gerçek olmayacak şeyleri? hiç hayâl kurmamak, gözleri hiç kapatmamak daha mı iyi? her günü, gün ışığının tam karşısında gerçeğini yaşamak daha mı gerçekçi?
yoksa sen, gün ışığının ortasında yaşanan pislikleri, acıları, ağlayışları, kandırılmaları, beyazın ortasındaki siyah noktaları, geceleri temizleyip, böylece günü yaşanabilir mi kılıyorsun? geceleri kapanan gözlerin ardında, rüyalarında mı yaşıyorsun ulaşamadığın özlemlerini, bitmeyen düşlerini?
yoksa senin özlemlerin yok mu? unutuldu sanılan, beklenmedik bir anda, bir şarkının ortasında canlanıveren? yeniden delicesine özlenen, saklı kalmış anıların...
ilk sevdan da mı yok senin, hatırlamak istediğin? bir anda bütün benliğini saran, seni altüst eden, içine birşeyler eken biri olmadı mı? bir daha göremeyeceğini bildiğin halde, birilerini sevdiğin, hatta tutkunu olduğun günlerce onu düşündüğün olmadı mı hiç?
yoksa sen hala sevgi dolu değil misin? yüreğin davetsiz aşklara açık değil mi? ilk sevdiğin insanı da unuttun öyle mi? uzun zaman aşktan uzak kaldın ha?
durgun bir halde mi çıkıyorsun merdivenleri? acelen yok öyle mi? önündeki insanın ayak izlerini gözlüyor, belki de aynı izlere basmaya özen gösteriyorsun...
biryerlerde oturup birşeyler düşünüyor musun? gözlerini kapatıyor musun kimi zaman? yoksa hep güneşin karşısında , ay ışığını özlemeden mi yaşıyorsun?
ama gözlerini kapat arada bir... bir kez olsun kapalı gözlerle gör dünyayı. belki de hatırlarsın o zaman, kapalı gözleriyle güneşi görebilen insanları. kapat gözlerini hadi. bakalım ne göreceksin?
elbette kolay değil. biliyorum... kapalı gözlerin ardında yaratılan dünya ile güneşin karşısında güncel yaşamı birleştirebilmek...
sen en iyisi yum gözlerini arada bir sevgili...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder